Sebastian'ın birinci bölümü özetlediği kısımdaki animasyonu çok beğendim *-*
Bölümler arasında, Si deus me relinquit çalmasından dolayı zaten sonun nasıl olabileceğini tahmin etmiştim (ki zaten izlemeden önce başkasından sonunu duymuştum XD)
ve şimdi OVA!
OVA, Ciel'in küçülmüş bir şekilde yerde çimlerin, çiçeklerin arasında, yolunu bulmaya çalışmasıyla başlıyor. Bu sırada tırtıl!Lau'ya normal haline geri dönmek istediğini söyler ve Sebastian'ın nerde olduğunu sorar. Lau ise, Ciel'e normal halina dönmesinde yardımcı olması için Ranmao'ya seslenir. Ranmao'da "em" diyerek, Ciel'in ağızını göğüsleri ile sıkıştırır. Bunun üzerine Ciel, olması gerekenden daha fazla büyür.
Sanırım, Vincent!Ciel'i de OnoD seslendirmiş. Çünkü sesi bana nedense Sebastian'ı çağrıştırdı.
Vincen!Ciel, Lau'ya normal haline dönmek istediğini söylediğini hatırlatır. Bu sefer Ranmao, Ciel'i diğer göğüsü ile sıkıştırır ve Ciel, olması gerektiğinden daha fazla küçülür.
Ciel, yine dönmek istediği boyutun bu olmadığını söyleyerek, Lau'ya bağırır. Lau ise, sadece "ne değişik bir sevgi türü" diye cevap verir >_> Bu sefer Ranmao, Ciel'in yüzünü iki göğüsünün ortasına bastırır ve Ciel yine Lau'nun yanına geldiği zamanki boyutuna geri döner. Lau'nun boyu konusunda yardımcı olamayacağını fark ettiğinde, Sebastian'ın nerde olduğunu sorar. Lau ise, Ciel'in sorusuna, her zamanki gibi alakasız bir şekilde cevap verir. Lau konuşurken, Ranmao'nun kelebek kanatları oluşur ve Ciel'i de alarak uçarak gider.
Bu arada, Ciel ormana düşmeden önce, ayın üzerine Sebastian'ın şekli vardı XD.
Ormanın üstüne geldiklerinde Ranmao, Ciel'i ormana atar. Ormanda Ciel'i, Cheshire Cat!Grell bekliyordur. Ciel, Grell'e Sebastian'ı nerede bulabileceğini sorar fakat Grell, Ciel'i Mad Hatter (Çılgın Şapkacı) ve March Hare (koşucu tavşan?) ın yol ayrımına getirir. Ciel, Grell'e Sebastian'ı bulabilmek için ne taraftan gitmesi gerektiğini sorar ve bu soru üzerine Grell gerçek kimliğine bürünür XD
March Hare ve Mad Hatter'ın ne kadar yakışıklı oldukları hakkında yorum yapar. Ciel ise Grell'e, onun hangi tür erkeklerden hoşlandığı ile ilgilenmediğini söyler.Ayrıca, burada oldukça gay bir kelime oyunu var. Grell kedi (neko) olduğu için; beyaz tavşan isterse "tachi" olabileceğini söyler. (neko ve tachi, uke ve seme olarak da kullanılabilir XD) bunun üzerine, Grell dans etmeye başlar ve Grell'in dansı bitince, yol ayrımının ortasından ekstra bir yol çıkar ve Ciel'e bu yoldan düz ilerlemesini söyler.
Grell'in dansını da ayrıca çok gereksiz buldum XD Bende yüzümde Ciel'in ifadesine yakın bir ifade ile izledim açıkcası >_>
Yol, Ciel'i Mad Hatter'ın masasına getirir. Masada Mad Hatter (undertaker), William (March Hare) ve Ronald (Dormouse) olarak oturmaktadırlar. Undertaker, Ciel'i masaya oturtup bir bardakta çay ikram eder.
Çayı William, orağı ile Ciel'e uzatır. XD Undertaker, Ciel'in çayına her şeker attığında çayın üzerinde Ciel'in birinci sezona dair anıları gözükür. Undertaker, Ciel'e bir şeyleri unuttuğunu söyler ama Ciel, beni kandırmaya çalışma diyerek Undertaker'ın söylediklerine inanmaz. Bunun üzerine Ciel, kendisi de bir tavşan olduğu için William'a "Beyaz Tavşan" hakkında birşey bilip bilmediğini sorar. William ise, Ciel'e kendisinin bir tavşan olmadığı için (çünkü yabani bir tavşan XD) Beyaz Tavşanın nerde olduğunu bilmediğini söyler ve Ciel'in bu sorusundan rahatsız olur.
Daha sonra, Undertaker ve William Ciel'e Alice Harikalar Diyarında'nın ünlü bilmecelerinden olan; "Why is a raven like a writing desk?" sorusunu sorar. (Kuzgun neden yazı masasına benzer?) Bingo! Kelime oyunu. >_>
Japoncada kuzgun "karasu", yazı masası ise "kaki no tsukue" dir.
Ciel, William'ın sorusuna, ikisi de "ka" ile başlar diyerek cevap verir ve masadaki herkes Ciel'in cevabının çok çocuksu olduğunu söyleyerek gülmeye başlarlar.
Gülmeleri bittikten sonra, Ciel'e Kraliçe'nin sarayına gitmesini söylerler. Bu sırada Tanaka'nın kullandığı bir atlı araba ile birlikte Bard, Finny ve Mei-Rin, Ciel'e Kraliçenin kensini görmek istediğini söylerler.
Ciel, Kraliçe'nin onu neden çağırdığını anlamaz ama yinede gitmeye karar verir. Kraliçe'nin sarayına geldiğinde, Grell'in kahya versiyonları ile karşılaşır. Kraliçe tabi ki, Madam Red'dir ve "mahkeme salonuna" girer girmez "off with her (his) head!" der.
Bunun üzerine Ciel, suçunun ne olduğunu söyler ve Kraliçe tanıkların dinlenmesine karar vererek sırayla karakterleri çağırır. Karakterlerin hepsi gerçek hallerine geri dönmüştür. Elizabeth, Alicie'i kendisini üzmekle,
Soma ve Agni, onun yüzünden arkadaşlarını kaybetmekle,
Bard, Finny, Mei-Rin, Alice yüzünden işsiz kalmakla,
Ash, bir kanadını kaybetmesine neden olduğuyla
Abberline ise geleceğini kaybetmesine neden olduğunu söyler. (Abberlaine, Ciel'i suçlamaz tabi XD)
Kısacası, bütün karakterler, birinci sezonda olan her şey için Ciel'i suçlarlar ve ölümünü isterler. Ciel'e "Alice" olarak hitap ederler. Bunun üzerine Ciel, kendisinin Ciel, Phantomhive olduğunu söyler fakat bunu kanıtlayamayacağı için ne yapacağını düşünürken, Sebastian'ın "kim olduğunu kanıtlayabilmek için ne yapman gerektiğini biliyorsunuz, sadece ismimi söyleyin." der. Bunun üzerine Ciel, "Sebastian!" diye bağırır ve Beyaz Tavşan olarak Sebastian, salona girerek, Ciel'i salondan çıkarır. Yukarı doğru çıkarlarken, Ciel ve Sebastian'da normal hallerine geri dönerler. Madam Red ise arkalarından, "Geri mi dönüyorsun Ciel? Bu rüyanın bitmesini daha ne kadar bekleyeceğiz" der ki ben bunu oldukça anlamlı buldum.
Daha sonra Ciel'in ruhsuz bedenine, Sebastian'ın Alice Harikalar Diyarında hikayesini okuduğunu görürüz. Hikaye bittikten sonra, Sebastian mumu alarak, "Bocchan, iyi uykular." diyerek odadan çıkar ve OVA bitmiş olur.
Açıkcası, ikinci kısım umduğumdan daha iyiydi. Özellikle Mad Hatter'ın masasında büyük bi hayal kırıklığı yaşarım diye bekliyodum ama William'i gülerken görmek... evet GÜLERKEN gülmek çok güzeldi 8D
Herkeste öyle bir şok yaratmış ki, daha hiç kimse de veya hiçbir yerde Vincent!Ciel ile ilgili birşey görmedim/duymadım XD Herkes William'ın gülmesi hakkında yorumlar yapıyor. Ayrıca, Undertaker çok güzel bir Mad Hatter olmuş *-* Ayakkabılarını çok beğendim. Keşke Ronald bir iki cümle daha konuşsaydı XD KENN-san'ın stüdyoya gelirken verdiği emeğe yazık...