of. aslında sen de bilirsin o acı geçer yerine yenisi gelir zamanla. sen hep kalırsın. keşke üzülmemeni sağlayabilsem ama elden gelen bir şey yok. yine de çok dağıtma lütfen kendini.
bunu günlüğüme ilk yazdıktan sonra sen geldin aklıma :) çok zor bir sabah geçiriyordum, uyanır uyanmaz bira açacak kadar, senin kylie tavsiyen ve anlattıkların (ne anlattığın hiç aklımda olmasa da) çok iyi gelmişti. öylesine geldi işte aklıma.
sanırım dağıtmayacağım kendimi. ara ara dank eden "şimdi bitmiş mi oldu her şey?" cümleleri biraz zorlaştıracak işimi ama onsuz da olmaz, kesin.
"bir daha hiç böyle sevmeyeceğim" cümlesini kaç kez kuruyor insan hayatında acaba? ve her seferinde son kezmiş gibi geliyor. bu da şimdi son gibi. bilmiyorum, göreceğiz.
acılar tazeyken acıya alısılmaz,unutulmaz,yaralar kapanmazmıs gibi geliyor hep..aslında zamanla gecicegini bilsek bile böyle zamanlarda bilincimiz,kalbimiz kabul etmiyor bu gercegi.. tabiki yine de bir yerlerde izi kalıyor belki bazılarının ama dayanılmaz acılar olmaktan cıkıyor,hayat devam ediyor diyebiliyoruz.. kısa zamanda atlatıcak guce sahip olmanı dilerim..
aslında sorduğum şey tam oydu: bu acıya alışmam mı gerek, bu acı hep kalacak mı? yoksa zamanla kaybolacak mı gibi bir şey. sanırım dediğin gibi kapanacak o yara ama iz hep kalacak.
biraz da şu önemli, ben şu anda son 20 ayda birlikte oluşturduğumuz yaşama biçimini değiştirmekle, hayatımı ondan önceki haline getirmeye çalışmaktayım. zorluğu biraz da orada, ondan öncesi sanki yokmuş gibi geliyor :( ama şimdiden "hayat devam ediyor" diyebiliyorum, bu iyi bir şey olmalı.
çok teşekkür ederim elif. (bu son satır otomatik oldu :))
canım. o gece de söyledim. ne desem daha iyi hissetmeni sağlayamayacağımın farkındayım. keşke "kaybetmek daha güç bulamamaktan" olmasa, keşke elimden bir şeyler gelse. bu kadar seven iki kalbin ayrı durma kararını engellemek için bir şeyler yapabilsem :/ umarım şu anda daha iyisindir. umarım.
biliyor musun, tuğçe'nin kapıdan çıkıp gidişi ve benim artık kendimi hepten koyverişimden arkadaşlarımın gelişi arasında kalan (ne kadar olduğunu bilemediğim) zaman boyunca msn'den üç kişiyle konuştum. birisi sendin (birisi je androcoen, biri de forumdan burak). yani illa bir şey demene gerek yok, o anda bunları (ne olduklarını bile hatırlamıyorum ya neyse) anlatabileceğim birkaç kişiden birisi olman bile yeterliydi. sizinle konuşurken hala ağlıyordum. sonra arkadaşlarımın yanında da birkaç posta ağladım. sonra daha iyiydim. (ışıklar kapandığında uyuyamadığım iki saat boyunca gelen hıçkırıkları ve gözyaşlarını eklemeli)
insan alışıyor. alışmak zorunda. şu an tuğçe'den "nasılsın?", "neler yapıyorsun?" gibi mesajlar geldiğinde bile heyecanlanıyorum, veya telefon çaldığında. bakalım bu hafta okulda gördüğümde neler olacak.
tekrardan teşekkürler anıl. hiç görmemiş olsam da bana dair hemen her şeyi paylaşabileceğim biri olduğun için.
umarım kendinin ne kadar değerli olduğunu bir an için bile aklından çıkarmazsın. ve tabii ne kadar zor olsa da bu alışma süreci umarım çok sancılı olmaz. çünkü senin de dediğin gibi insan her şeye alışıyor. yarın senin filmini izleyeceğim, bununla da kalmayıp notlar alıp eleştireceğim! :P
Comments 7
keşke üzülmemeni sağlayabilsem ama elden gelen bir şey yok. yine de çok dağıtma lütfen kendini.
Reply
sanırım dağıtmayacağım kendimi. ara ara dank eden "şimdi bitmiş mi oldu her şey?" cümleleri biraz zorlaştıracak işimi ama onsuz da olmaz, kesin.
"bir daha hiç böyle sevmeyeceğim" cümlesini kaç kez kuruyor insan hayatında acaba? ve her seferinde son kezmiş gibi geliyor. bu da şimdi son gibi. bilmiyorum, göreceğiz.
çok teşekkür ederim erdem.
Reply
tabiki yine de bir yerlerde izi kalıyor belki bazılarının ama dayanılmaz acılar olmaktan cıkıyor,hayat devam ediyor diyebiliyoruz..
kısa zamanda atlatıcak guce sahip olmanı dilerim..
Reply
biraz da şu önemli, ben şu anda son 20 ayda birlikte oluşturduğumuz yaşama biçimini değiştirmekle, hayatımı ondan önceki haline getirmeye çalışmaktayım. zorluğu biraz da orada, ondan öncesi sanki yokmuş gibi geliyor :( ama şimdiden "hayat devam ediyor" diyebiliyorum, bu iyi bir şey olmalı.
çok teşekkür ederim elif. (bu son satır otomatik oldu :))
Reply
Reply
insan alışıyor. alışmak zorunda. şu an tuğçe'den "nasılsın?", "neler yapıyorsun?" gibi mesajlar geldiğinde bile heyecanlanıyorum, veya telefon çaldığında. bakalım bu hafta okulda gördüğümde neler olacak.
tekrardan teşekkürler anıl. hiç görmemiş olsam da bana dair hemen her şeyi paylaşabileceğim biri olduğun için.
Reply
yarın senin filmini izleyeceğim, bununla da kalmayıp notlar alıp eleştireceğim! :P
Reply
Leave a comment