Sevgili John Lennon'ın da söylediği gibi, hayat iki plan arasında ki boşluklarda geçiyor bu aralar. Ne yapacağımı ya da neler yapabileceiğimi bilemediğim günler geçiriyorum.
a. İlk olarak bu benim 4 yıllık üniversite hayatımda ki son senem. Bitiyor yani. Ve maalesef bittiğinde M.Sc yapacağım dışında hiç bir kesinliğe sahip değilim. Seneye bu zamanlar da nerede olacağım, para kazanıp kazanamayacağım hiç biri belli değil. Akademisyen olmaya karar vermek riskli bir iş, benim bölümümden mezun olup piyasaya atılmak çoğu zaman daha karlı. Ancak ben Fen Fakültesi'ne hayatımı lab.da geçireceğim diye geldim. Açıkçası yaptığım işlerin bir anlamı olması en büyük amacım.
Akademisyenlik yolunda ise şu an da istediğim her yöne gidebilirim. Buna izin veren bir ortalamaya sahibim. Bir toksikolog, biyokimyager , anatomist ya da bir astrobiyolog her yöne gidebilirim. Planlarım yok mu? Elbette var ülkenin ilk astrobiyologlarından olmak istiyorum. Ancak imkanım az.
Yurtdışı. İstediğim ve umarım ulaşacağım bir yer. Ancak bunun Master aşamasında değil phD aşamasında olmasını istiyorum. Bilerek gidip orada ürün elde etmek istiyorum. Ancak dediği gibi bu konu da önüme ne geleceğini bilmediklerimden.
Sonra ÖSYM o kadar aptal bir zihniyete sahip ki akademisyenlik yolunda anlatamam. Hani sizi alıp tekrar o lise sıralarına döndürmek ve tek işiniz bu olsun istiyor. Ama yok öyle bir gerçeklik. Bu sene öğrenci olarak başarabileceklerimin son yılı, bitirme tezim, deneylerim ve sınavlarım var, işte bunların yanında bir de ÖSYM ile uğraşıyorum. İşte en çok o canımı sıkıyor.
Kendi işlerimle uğraştıkça daha iyi anlıyorum ki ben okuduğum bölümü ve getirilerini seviyorum ve bunda iyiyim. Ama işte kafamı milyon kareye bölmüşler gibi hissediyorum.
b. Sosyal yaşam. Gene olarak yalnız kalmak istediğim bir dönemdeyim, sıkılıyorum.
c. Bukowski'nin Factotum'una başladım bugün deney beklerken. Anladım ki ben ana karakter işe yaramaz olsa da bir derinşiği olsun istiyorum. Bukowski ise tamamen işe yaramaz, başarısız ve gri bir pencereden yazıyor,sıkıldım.
Eski erkek arkadaşım sayesinde İstanbul'dan almıştım bu kitabı. Şimdi onun neden bu kadar çok sevdiğini anlıyorum bu kitabı ayrıca neden eski sıfatını aldığını.
d. Ayrıca Antalya bugün soğuktun. Yağmuru resmen gösterip, elletmiyorsun. Ben yağmurumu istiyorum. Gerçi fırtına var dışarı da yağmuru getirir diye umut ediyorum.
Sonradan gelen edit: Çok RomCom havamdayım bir de bu aralar , dün gece Life As We Know It izledim. Mutlu oldum resmen.