Feb 27, 2013 16:46
... Tarih boyunca dalgalar hâlinde bir o yana bir bu yana savrulup duran Asyalı göçebe kavimlerden biri de Türklerdi. Türk adını taşıyan toplum, kendi geçmişini belirtecek herhangi bir belgeyi yanında taşımadan ortaya çıktığında tarih 540'ları gösteriyordu. Orta Asya, boydan boya sarsılıyor, her yerden savaş haberleri geliyor, bin yıldır süren kavimler göçü devam ediyor, her biri on binlerce insanı bünyesinde barındıran kavimler, boylar, kabileler durmadan yer değiştiriyordu. Her yer değiştirme savaş demekti ve kimi kavimler kazandıkları toprakları, geçici bir süre için yurt edinirken, kaybedenler akınlar hâlinde yeni yurt arıyorlardı. Henüz bir önceki kavmin yeri daha sıcaklığını korurken, yeni bir kavim gelip onun yerine oturuyor, ardından daha güçlü bir dalga hâlinde bir başka kavim öbürünü koparıp atıyordu. Bu böylece mütemadiyen sürüp gidiyor, her boydan milyonlarca insan ummandaki balıklar gibi kaynaşıp duruyordu.
Coğrafi olarak ummandan pek de farkı yoktur Orta Asya'nın ve her yanı dağlarla çevrili bir çanağı andırır. Kuzeydeki sınırı Ural Dağları'ndan başlar, doğuya doğru Altay ve Sayan dağlarının dışından dolanarak Baykal Gölü'ne gelip dayanır. Doğuda, Kadırgan Dağları, Mançurya ve Kore doğal sınırı, güneydoğudaki Çin Şeddi ise yapay sınırı oluşturur. Sınır, Ordos Çölü'nden hemen sonra doğuya kıvrılır, güneyde, Altın Dağ ve Kunlun Dağları'na, Pamir ve Hindikuş kavşağına kadar uzayıp gider. Bu kavşaktan kuzeybatıya dönen sınır, Tanrı Dağları aracılığıyla, batıdaki Afganistan ve İran ülkelerini ayırır. Sonra da Amuderya Nehri'ni takiben Hazar Denizi'ne, oradan da Ural Dağları'na tekrar ulaşır.
Her yanı ulu dağlarla çevrili bu uçsuz bucaksız beldenin neredeyse hemen tümü çöl ve bozkırlarla kaplıdır. Altay, Sayan ve Tanrı dağlarındaki ormanlar ile dağlardan inen nehirlerin suladığı bereketli Tarım Havzası sayılmazsa koca Orta Asya çöl ve bozkırdan ibarettir. Moğolistan bozkırı ile Kazak bozkırını Altay ve Tanrı dağları ayırır. Bu bozkırları batıda Rusya ve Macaristan, güneyde İran ve Afganistan bozkırları izler. "Ot biten bozkırı devamlı kemiren kanserli bölgeler", çöller ise bozkırın ortasından uzanır. Çin sınırının yakınında Gobi Çölü, Doğu Türkistan'da Tarım Havzası'nı kuşatan Taklamakan Çölü ve Batı Türkistan'da Karakum ve Kızılkum çölleri...
İşte bu coğrafya, göçebe ya da yerleşik sayılamayacak kadar çok kavmin, devletin egemenliğine girdi, bütün tarihi inanılmaz bir hay huy içinde geçti (Kemal TAYFUR, BOZKIRIN UYANIŞI).
Türkçe,
Türk tarihi,
Türkiye