WHITE COLLAR IS BAAAACK! ♥
Yazı renklendiren dizim geri geldi, her hafta Matt Bomer'ın suratını izleyip Tim Dekay'in muhteşem varlığına tanık olma zamanları başladı. Bromance galore!
Geçen sezon yüreğimizi yarıp kanatarak biten macera 6 hafta sonrasından devam ediyor.
Peter ne yapacağını şaşırmış haldeyken Neal hayatını yaşıyor benim de suratını tokatlayasım geliyor o ayrı mesele. Herif Cape Verde adalarından birinde gününü gün ediyor. Mia Maestro ile flörtleşiyor, papaya satan çocuklarla ahbap olup kumdan NYC skyline manzarası yapıyor. HAYVAN. Bir de gidip hasır şapkayı özel yaptırtması yok mu. Allahın cezası, her yerinden mi kalite akıyor ulan! Her bakışın mı klas, her gülüşün mü karizma...
ASSHOLE.
Moz'u da Barry diye almış yanına... Mia her ne kadar "hiç Barry gibi durmuyor" dese de bence tam Barry. Kel ve fodul. AYRICA NEAL DA ÇOK GÜZEL BİR "JAMES" BENCE.
awakencordy onaylar. Tabii Neal > all.
Bu arada New York'ta Peter diğer kötü adamlardan önce Neal'ı bulmaya çalışıyor ve şu anda ellerinde olan tek adam akıllı lead: E. Parker. Neal'ı arayan manyaktan sonra Peter kadının kapısını çalıyor, ama eli boş kalıyor. Peki kim E. Parker'ı onlarla iş birliği yapmaya ikna ediyor?
TABİİ Kİ SECRET AGENT EXTRAORDINAIRE ELIZABETH BURKE, BITCHES.
Burada Elizabeth'in bütün FBI'dan daha badass olduğuna mı methiyeler düzsem yoksa Peter/Elizabeth shipper kalbime taklalar mı attırsam bilemiyorum. Sanıyorum ki TV tarihinde sevdiğim evli çiftler listesinde Mr. & Mrs. Coach Taylor'ın yanında 1. sıraya yükselmek üzereler.
Bir kadın hiç mi demez "KOCACIM BU ADAM SUÇLU, NAPIYORUZ BİZ?!" Yok. Peter kocasıysa Neal kayınbirader. Ailedenmiş gibi koruma ve kollama durumları... Aşığınım yanında olmasam da Elizabeth Burke.
Bölümde "eeeöööhh" dediğim 2 şey oldu:
1. Neal'ın 8 dil bilmesi. THAT GUY IS HÖH. Hacı liseden terk bildiğin, ama işte... Çok okuyan mı çok gezen kaçan mı?
2. Kilise çanları, dalga ve gökgürültüsü sesinden Neal'ın nerede olduğunu bulan, Google-Fu'yu konuşturmayı bırak şarkı söyleten FBI ajanları. HELE KURBAN O ÇANIN SESİNDEN SPANISH OLDUĞUNU NASIL ANLADIN. HADİ ONU ANLADIN... Neyse. Teknoloji hede hödö.
Onlar o kadar çalıştı sonra gelip o manyak yeni ajan haritanın üzerinde işaretlenmiş yeri eliyle koymuş gibi buldu ya... ULANNN. ULAAAĞĞĞNNNN.
Demek ki neymiş, evinde FBI'dan gizli araştırma yapıyorsan aradığın şeyi bulduğunda haritaya kafam kadar kırmızı daireler çizmeyecekmişsin.
Bu bölümde bana göre bromance tavan yaptı, ama Peter/Neal şipleyenler varsa aramızda HAYVANİ sahneler yaşadık. Peter resmen LONGSSS for Neal, o derece bir özlem, bir sorumluluk duygusu. Ben brotherhood'a çekiyorum, ama başka yere de kolayca çekilir, zira bkz:
Ve...
Oğlum bana bakın, ikinizi de çıtır çıtır yerim. 2 sezon önce "defol caffrey. suçlusun sen SUÇLUUUU" diye bağıran adama bak. BAK DİYORUM, BAK! *sarsar seyirciyi*
Neal sürekli New York'u özlüyor ya ULAN BİR DE DESENE PETER'IMI ÖZLÜYORUM, BFF'İMİ ÖZLÜYORUM, HE IS THE SUIT TO MY CONMAN DESENE ULAN. Başka kim senin peşinden gelir kurtarmaya çalışır yaban ellerden.
Şu dünyada "AH KEŞKEEEE" dediğim bir ton şey var, ama şunu gördüm ya, şu dünyada bir Neal Caffrey olsa, o da benim olsa dedim.
Ayrıca Mia, geri gel. Mia Mestro'nun bölümde olacağını bile bilmiyordum, IT WAS A NICE SURPRISE. Sarah taş yesin. (Yemesin. O da gelsin geri. Yerim onu ben.)
LUCKY BITCH.
Bölüm sonuna ise değinmek istemiyorum. İnsan biraz insafa gelir de 2 hour special falan yapar. ÖYLE BIRAKILIR MI LAN İNSAFSIZLAR!
Herif wild wild west gibi bütün adayı Neal'ın peşine takmakta kalmadı bir de üstüne yine eliyle bulmuş gibi buldu ya... BU HIRS NEDIR HOCAM, NEDİR BU HIRS?! Senin de ifadeni alacaz Collins, seninkini de alacaz, boyunun ölçüsünü verecez, çok az kaldı. Git seni başımıza saran patronuna şunu söyle: