Koskoca bir Pink of Luplex cildini "bu aslında bir rüyaydı" şeklinde bitirip -cildi okumadım, %95'i çocuklarla ilgili olduğu için- sonra "über ciddiyim, yazımı siyaha çeviriyorum, chapter chapter yazıp chapterlara başlık bile vereceğim hohoho" şeklinde notlar düşerek Nocens'i yazmışım.
Honestly bir şeyler yapmaya çalışmışım ama ben bile bilmiyorum ne yapmaya çalıştığımı. İlk 15-20 sayfadan anladığım şey adult yazmaya çalışmışım, ama kopuk diyaloglar ve tam olarak nasıl bir amaca hizmet ettiğini bilmediğim time jumplarla yine bir sürü şeyin altını boş bırakmışım. Evil Dorian nasıl oluşmuş ve bu elementlerin backstorysi neymiş onu oluşturmaya çalışmışım. Sonrasında Tria gelecek zaten...
Aslında hiç okumak istemiyorum, çünkü Crashing to Pink tam bir disappointment idi. Bariz yazmayı bilmiyormuşum ben. Çabalamışım. Nocens ve Tria'yı sırf kendimdeki cevhere tekrar inanmak için okuyorum, eğer bunlarda da delirirsem it is official, I was just entertaining myself.
Gerçi Viva ve 7+1 için aynı şeyi söyleyemeyeceğim, those were my best works. Özellikle 7+1. TEKRAR OKUMAYACAĞIM, I READ THEM 3 TIMES, HER SEFERİNDE SEVDİM, KENDİMİ ÜZMEYECEĞİM. Kötüyse de söylemeyin, ühühühüh..
Neyse, Nocens'e geçeyim, işlerimi düzenledim, azıcık ara..
Elementlerin gerçek adını burada kullanmışımdır diye bekledim, ama hala kıranlarla devam ediyorum. Belki çıkar. Hala sadece Ahav'ı hatırlıyorum... Tria'da düzelttim sanırım.
Apparently Evil!Dorian şu anda kıranların lideri ve Eidan'ı hizmetkar olarak kullanıyor.
Latty ve Ewan evleniyor, wtf, çünkü Dorian Biana'yı kaçırmış. Default boşanmış mı sayılıyorlar, anlamadım. Anlamak için de uğraşmak istemiyorum açıkçası. Latty'le Ewan'ı illa ki birleştireceğim demişim, birleştirmişim. Aferin, congrats, alkış.
Ugh.
“Calisler bugün Lucinda’yla beraber gittiler.”
“Keske ben de gidebilsem. Ben de lanet olsun diyecek kadar her seyimi yanımda bulabilsem. Sen de git
Latty, uzaklas. Jonathan’ı daha güzel bir yere götür - “
Latty elini Ewan’ın boynundan çekip dudaklarına koyar ve onu sustururken Ewan gözlerini kapatarak basını
arkaya yaslar. Latty elini kendine çekerek kucağına koyar ve bakıslarını Ewan’dan ayırmadan konusur
“Benim her seyim dediğim seylerin içinde sen de varsın. Gidemem, bir daha sorma.”
Ewan usul bir tamam mırıldanırken
Bu kadar depresyon içinde niye kaldınız zaten, ne gerek vardı?
Sanırım soundtrackleri de bırakmışım? Rejoice?
Eidan’ın mavi gözleri yanındaki kadına dönerken Vien artık ağlamadan onun karsısında durabiliyordur.
“Bir daha seni görmek istemiyorum. Söyleyecek bir seyin varsa baskasını bul, hatta hiç konusma - “
“Oreon’dan ayrılın. Güvenli bir yer bulun, sehir içinde, mümkünse yer altında.”
Vien’in gözleri büyürken Eidan oldukça sakin, önüne döner ve baska bir sey söylemez.
Eidan hala karısını seviyor, aşık maşık vs. vs. Eidan ve Vien'ın savaş ortasında gizli gizli buluşup sevişme tropeunu yapmışım galiba. Baya seviyordum ben bu ikisini. RIP Paul Walker.
“Đnsanlara iskence çektirerek eline ne geçecek?”
“Güç, saygı, inanç, aitlik, daha saymamı ister misiniz Peder?”
Evil!Dorian'ı sevdim. İnşallah bu güç delisi halini birisi anlamsızca bozmaz. Liv'le yaptım bu ikisini diye hatırlıyorum, ama sebebini hatırlamıyorum. Kısmet.
Peder Larson diye bir herif var, onun kızını arıyoruz. I don't remember bu kısımlar. Delora'yı bir yerlerden bulup getirdiğimizi hatırlıyorum sadece. Delora o kızı evlat ediniyordu vs. vs. Ama kızın kim olduğunu hatırlamıyorum.
Ay Sienna'nın bebeğini öldürmüşüm. Çok gaddarım lan. Ben hiç doğuramadı diye hatırlıyorum, doğmuş ve sonra ciğerleri iflas etmiş. Abartmışım, this is too heavy. Canım yandı.
Liam denen karakterim (bkz. Will Smith) meğer Flashmiş. Çok hızlı falan... Hiç utanmamışım, karısı Jada'yı da sokmuşum caste. Hiç büyümemişim.
Horace’ın da gitmesiyle koca bir evrenin bası olan Oreon’u temsil eden sığınakta sadece 10 kisi kalır.
Yıkılmış ülkeniz, kimsenin size aldırmaması lazım at this point.
“Daha baska numaraların da var mı Liona - “
“Winona.”
Liam özür dileyerek düzeltirken adı Winona olan çıtı pıtı, ama oldukça güçlü olan kadın arkasını döner,
bembeyaz teni ve kocaman kahverengi gözleriyle oyuncak bir bebeği andıran yüzü oldukça ciddidir.
“Daha baska bir sürü numaram var, daha gelmedik mi?”
Sizce cast kim? Winona... Bildiniz, Ryder.
Pederin kızı buydu galiba, ugh I don't remember.
Kurgu yeteneğim iyidir benim, yani olmalı, bir şekilde güzel birleştirmişimdir I believe...
I WANT TO BELIEVE.
“Bu Lion - değil, Winona Larson. Babası Peder, size çok önemli seyler söylemesi gerekiyormus, hepsi o
çantanın içinde. Ben gördüm, anlamadım, siz anlarsınız.”
Evet, Winona'ymış. Delora'nın alternatif bir zamanda evlat edindiği kız da bu olmalı.
Pink of Luplex'te miydi o ya..
Üf. Çok karıştı.
Elementkıranlar sadece dört temel tür değil. Her dört türün, ates, toprak, hava ve su, dört farklı çesidi var. Pozitif Kıranlar, Negatif Kıranlar, Pozitif Nötrler, Negatif Nötrler.”
Deli gibi grafikler falan yapmıştım ben bunlara. Tüm özellikleri her şeyleri belliydi, ama şimdi hatırlamıyorum. Nasıl vermişim, neye göre tanımlamışım bunları emin değilim.
“Scorchio sihirli bir evren değil. Bir deney boyutu. Bir de esi var, Parco. Deneyler tek çesit değil. Bu
evrende Elementkıranlar dısında deneyler için kullanılan yüzlerce tür var. Hepsinin basında da tek bir isim.
Daha tanısmadınız, ama tanısacaksınız. Çizelgeleri önünüze sermeden önce su ismi aklınızda tutun.
Cormac. Cormac ailesi ve su anda islerin basında olan en küçük oğulları, kısa bir süre öncesine kadar
David Paul Cormac, su anda sadece David Rosenthall. Đsim tanıdık geliyor mu?”
Pink of Luplex'teki anne ve kızlarının üvey şeysiydi bu adam, hahaha.
Ailenin isimlerini hatırlamıyorum ama castlerini söyleyeyim, gülün.
Christina Aguilera, Pink, Gwen Stefani ve kocası da Matthew şey... Elementary'nin Sherlock'u işte, soyadını unuttum. British guy.
“Sistem oldukça basit. Burçlar, geleneksel batı astrolojisi. Eğer çift sayılı bir günde doğmussanız Pozitifsiniz.
Genetik özellilerinize göre ya Kıransınız, ya da Nötrsünüz. Elementinizin türü de doğduğunuz gün ve aya
bağlı. Basak, 23 Ağustos -22 Eylül arası ve bir Toprak burcu. 16 Eylül. Çift sayı, pozitif. Genetik özellik,
Kıranlık. Böylece Demetra’nın kayıtları onun Pozitif bir Toprakkıran olduğunu gösteriyor.”
gereksiz. ne katıyor bu bize tam olarak? Güçlerde ne değiştiriyor? Who the fuck knows...
“Yanlıs giden seyin neye sebep olduğunu öğrenebilir miyiz?”
“Su anda yasadığımız büyük yıkım ve ardından gelen savas sonucu Dıs Uzay’ın tamamının evren
haritasından silinmesi. Elementkıran’ların yüzde doksandan fazlasının yok olması ve yanlarında bir çok
farklı türden iblis ve insanı da beraberlerinde götürmeleri. Evrensel bir soykırımdan bahsediyoruz.”
Eh, güzel şeyler bunlar, sonra?
“Kardesimi kurtarmama yardım edin.”
Conrad sinirle gülerek geri çekilir ve arkasını dönüp manzarayı Ewan’a isaret eder.
“Bir tane daha! Bu seferkinin hikayesi vasatın üzerinde, itiraf etmeliyim-
nice. Ben de olsam inanmam. TUTUKLAYIN!
“Bak Latty - “
Đki aydır sabırla bu günü bekleyen Winona attığı her adımı biliyor, gitmesi gereken noktalara ulasmak için
tıpkı bir oyun oynuyormusçasına seviye atlaması gerekiyordur. Latty’i su anda ikna etmesi daha ne
olacağını bilmediği bir karar halinde önünde duruyorken Winona’nın gitmek istediği yol için o kararın evet
olması gerekiyordur.
“ - size ve kendime bir iyilik yapıyorum. Đkimizin arasında bir nehir olduğunu düsün. Ben karsıdayım,
güvendeyim, senin elindeyse benim ihtiyacım olan bir sey var. Ben sana üzerine basman gereken tasları
gösteriyorum. Ya sen taslara basarak karsıya geçersin ya da ikimiz de farklı taraflarda kalırız ve bir süre
sonra nehrin suları tasları tasıyıp baska yerlere götürürür.”
Güzel metafor. Ama olaylara geçelim. Teşekkürler.
Winona ve Ewan dolaşa dolaşa zamanlardaki kırıkları düzeltiyorlardı sanırım. Güzel plot.
Liv bir an bosluğa bakarak düsünürken gülümser
“Nicole. Onu da yanına aldığında gittiği yerde ne yapmak istiyorsa yapmasına izin ver. Jonathan’ı yalnız
bırakma, hiçbir zaman. Latty’e o acıyı yasatma Winona.”
En sevdiğim çocuklarım. JONATHAN'A DOKUNMAYIN! KESERİM LAN HEPİNİZİ! SİLERİM YIRTARIM SAYFALARINIZI!
Adia ve Bethany diye iki kız var, galiba Latty'nin Ewan'dan kızları. Kısmet.
Soğuk metalin üzerinde minnacık bir ceset çantası duruyorken Liv bir an basını dönerek
yanındaki çekmecelere tutunur, bir iki adım geri atarak gözlerini kapatırken Winona onu yakalamıs, tekrar
doğrultur.
“Biliyorum, ama baska çaremiz yok.”
“Çok küçük, Winona -“
Winona yine bildiğini fısıldıyarak Liv’i tekrar Brittany’e yaklastırır. Kendisi uzanarak ceset torbasının
fermuarını açar ve renksiz küçük bebeği gördüğünde basını hızla çevirir. Liv kollarını ondan kurtararak
ellerini uzatır ve ağlayarak küçücük bebeğin basını elleri arasına alırken bir anda içinden kopan bir seyle
çığlık atmak ister. Winona anlamıs, uzanarak genç kızın ağzını kapatırken Liv ağlıyor, Brittany’i bırakmadan
yanındaki Winona’ya yaslanır ve ellerindeki yasamın önündeki bebeğe akıp gitmesine izin verir.
AY BURASI HEM ÇOK CREEPY HEM DE ÇOK GÜZEL. Üzülmüştüm lan bebeğe, insafsızlar. Tamam hadi, hadi götürün annesine. Yazık sana Sienna.
Things just got interesting. Scott geri geldi, o da havakıranmış falan festek.. Hele hele.. Okuyorum bildiğin.
THANK YOU, POWERS THAT BE, I CAN WRITE.
“Đstediğin kadar burada kalabilirsin, ama isimize yaramayacaksan bosuna kaynaklarımızı tüketme Scott.”
“Kızımı benden kaçıramazsın.”
“Kızın burada, annesinin yanında, hiçbir yere de kaçmıyor. Eğer babası da ailesine bu kadar önem
veriyorsa kendi istekleri dısında onların da sorumluluklarını düsünüp onların yanında kalır -“
“Ölmek için mi?”
“Verdiğimiz söz ölene kadardı. Ölme tehlikesi ortaya çıkınca kızını alıp bilinmezliğe kaçana kadar değil.”
This is stupid. Andrea'nın daha iyi bir sebep vermesi lazım. Scott'a göre Liv'in orada olması için HİÇBİR sebep yok. I truly understand.
“Benim gittiğim zamanda pek bir sey yok.”
“Su anda içinde bulunduğumuz zamana karsı görülen farklılıklara göre etiket yoğunlukları değisiyor -“
“Đlk etiketi atladım diyelim. Diğer etiketin yeri değisecek mi? Ya da neden ikinci bir etiket var ki?”
“Herkes ilk etiketinde basarılı olacak diye bir kural yok. Zaman o kadar çabuk dalgalanıp değistirilebilen bir
sey değil Conrad. Sen ilk etiketinde basarılı olursun, ama Sienna dördüncüye gelene kadar belki de hiçbir
etki edemez. Ben her seferinde sonrasını görerek size yardım edeceğim. Gerektiğinde yanınızda olacağım.”
İnanılmaz convoluted bir plot bu aslında, AMA I LOVE IT. Tam bir algoritma kafası.
Aferin bana.
I KNEW NOCENS WOULD GIVE ME FAITH!
“Elimizdeki zamanda kendimizin yerine nasıl geçeceğiz?”
Winona lafını yarıda keserek Vien’e döner
“Kendinizin yerine geçmeyeceksiniz. Aynı ortamlarda bile olmayacaksınız - “
“Kendimizle karsılasırsak?”
“O durumun yasanmamasını sağlamak benim görevim. Öyle bir risk olduğunda o etiket bırakılacak ve
sıradakine geçilecek. Đste bu yüzden birden fazla etiket var Conrad.”
46
Conrad arada tası yemis, yine basını sallar.
AY EVET EVET. ETİKETLER IS LOVE.
Ay Scorchio ve Parco'nun kuralları var, sayfa sayfa, don't like. Kimse hatırlamaz bunları. Kafam karıştı şu anda. Okumayacağım.
Of of çok karışık buralar. Çok kafa yormuştum bunlara, hatırlıyorum. O dönem amerikadayım, çalışıyorum, boş kalan her dakika bunları düşünüyordum. Keşke daha çok gezseymişim, ne gerek varmış bunlara?
Neyse, oraya girmeyeceğim... Okuyoruz. Devam.
Çoklu Zaman Bütünlemesi dediğimiz sey her seyi berbat ediyormus. Ne olduğunu tam
olarak biz de bilmiyoruz, ama geriye gidilebilecek bütün zamanların tek bir noktada birlestiğini düsün.
Binlerce çizgi tek bir tane çizgide birlesiyor. Geri döndüğünde aradığını bulamayacağın kadar sıkı
kaynasıyor.
MY BRILLIANT TIME TRAVEL THEORY.
KENDĐMĐ GÖRDÜM ANDREA!”
Andrea heyecanla Conrad’a katılırken geçen hafta da Toprakkıran kendini görmüs, ekip yavas yavas
kendileriyle karsılasmanın aslında bir basarısızlık olduğunu unutmak üzeredir.
YEAH GUYS, YOU ARE WASTING ETIKETS. GET IT TOGETHER.
Winona bilgisayarların
karsısındaki büyük masanın basında oturmus, sessizce bosluğu izliyordur.
“Bunu yapmasına hiç alısamayacağım galiba.”
“Simdi geleceği mi görüyor?”
Ewan ve Scott aralarında fısıldasıyorken Winona göreceğini görmüs, önündeki çizelgeyi masaya yayarak
yeni noktaları isaretlemeye baslar
bunu hiç beklemiyordum, ama I think Winona is my fav right now.
“Görebiliyor musun?”
Winona’nın gözleri yine bosluğa dikilmisken biraz sonra gülümser.
“Kurul toplantısı olacak, Lucinda basa geçiyor. Basardık, gidelim.”
Seviniyorum şu anda, çünkü en sevdiğim time travel storylerinden birini yazmışım. O yıllarda RL tecrübeleri olarak bir sürü şeyi es geçmişim sırf bunları yazabilmek için, ama I am happy, manevi olarak beslemişim kendimi.
Normal sartlarda, Liv, Nicole ve Jonathan’dan sonra dördüncü doğum günü Owen’a aittir, ama bu sene 7
Temmuz’da hiçbir sey kutlananamısken Ewan o gün her dakika bir seylerin olmasını beklemis, ama kimse
oğlunu ona geri getirmemistir.
:((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((((
Bütün çocuklar ailelerine kavuşsun.
Latty de onun önüne gelerek ellerini siyah saçlardan geçirir ve yavasça kocasının basını
ovarken Ewan, önündeki kadının karnına bakıyordur.
“Bizim çocuğumuz olacak.”
“Çocuklarımız, ikiz -“
“Tanrım, Latty!”
Evet Adia ve Bethany bunlarınmış. İyi bari, sizin de çocuklarınız olsun.
“Latty hamile, hamile Conrad. Benim çocuklarıma, ikiz, 4 aylık, yarın öbür gün doğacaklar, onlara bir sey
olursa yasayamam ben. Yapamam, gitmesi gerek. Neresi olursa, buradan uzak, uzak bir yer.”
64
Ewan bir anda kalbine giren bir sızıyla elini göğsüne götürür ve yere çökerken Latty, korkuyla feryat
ederek onun yanına çöker.
“Yapma Ewan - VIEN!”
Ay kıyamam adamın kalbi dayanmadı. So good.
“O zaman Oreon’a gideriz.”
Herkes Latty’e bakıyorken kraliçe, kocasının saçlarını oksayarak gözlerini etrafındaki yüzlerde gezdirir.
65
“Ewan’ın burada gözümün önünde ölmesine izin verir miyim sanıyorsunuz!?”
“Latty - “
“Hamile olmam umrumda değil Conrad-“
“Latty oraya çıkamayız.”
“Neden!?”
Conrad sessiz kalırken gözleri yeterince cevap veriyordur. Latty sokla elini ağzına kapatırken yerde yatan
Ewan hafifçe inler.
“Bilmeni - bilmeni istemedim. Önce Maynard, sonra - biraz su alabilir miyim?”
Ayyyyy OREON YIKILMIŞ.
YI KIL DIM.
MY HOME.
“Senin tedavini devam ettirecek bir yol bulmamız gerek.”
“Đyiyim ben, 20 sene daha yasarım, sonrası sizin probleminiz.”
“Ewan, hiç komik değil.”
hahah bence baya komik. Helal Ewan hahah, adamın yaşı geldi, primleri de bitmiş, hadi emekli olsun artık cennete doğru, bir iki bir iki...
“Ewan’ı geçmisteki Oreon’da bırakmamız gerekiyor, bir süre. O süre içinde diğer Ewan’ı halledebilir misin?”
Winona dehsetle önündeki kadını izliyorken Latty gayet normal bir soru sormus gibi bakıyordur.
“Halledebilir misin?”
“Edemem Latty, anlasmamız böyle değildi-“
“Biz senin kardesini kurtaracağız!? Sen de Ewan’ı kurtaramaz mısın!?”
“Bunun için diğer Ewan’ı halletmem gerekiyor-“
“Latty’i de.”
Winona gülerek basını iki yana sallar.
“Yapamam, üzgünüm-“
“Yapacaksın, yoksa seni sokağa atarım.”
HAHAHAHA
ON NUMARA CONFLICT BENCE, BEN TATMİN OLDUM.
Convoluted kıran kuralları haricinde, bu time travel kısmı IS GIVING ME LIFE. Öyle ki havadaki bulutlar gitti güneş açtı hahaha.
Ay pek mutluyum.
Latty bir hısımla
çıkmıs, ama daha fazla ileri gidememis, koridorda yere çökmüs, oturuyordur. Ewan onun önüne geçip
eğilir ve yüzünü tutarak kendine kaldırırken Latty onun gözlerine bakamıyordur.
“Öleceksin, hep ölmek istedin zaten. Biz birbirimizi hak etmiyor muyuz Ewan!?”
İçim cız etti. I wanted you guys to be so perfect, so legendary. Binlerce sayfa sonra burada başarmışım herhalde.
“Delirmeme izin vermeyeceksin, değil mi? Đlla sen daha fazla delireceksin.”
“Đki çocuk tasıyan sen olsaydın istediğini yap derdim.”
Ewan daha da gülümserken Latty sanki onun gülümsemesini de ellerinde tutuyor, kocasına daha sıkı sarılır.
ULAN AMMA GÜZEL YAZMIŞIM İKİNİZİ, BAK BURADA VERMİŞİM İŞTE İÇİMDEKİ GERÇEK LATTY/EWAN SEVGİSİNİ.
NOCENS, CANIM KİTABIM BENİM, TEŞEKKÜR EDERİM.
Modum yükseldi. Bariz yükseldi.
“Deanthe’deki aracın yine yağmalandığını söylemek için gelmistim, dikkatim dağıldı.”
Odadaki mutlu hava bir anda tekrar ağırlasıp odadaki dörtlünün üzerine düserken Ewan iç çekerek omzunu
silker.
“Bir gün sapasağlam gelene kadar devam edeceğiz. Çocuklarımı görmeliyim önce...”
Liam, bir sey söylemeden kenara çekilirken Vien de endiseyle Latty’e bakıyordur. Büyümüs karnıyla orada
öylece uzanan Latty de Ewan’ı izliyorken Ewan konuyu kapatmıs, geçip karısının bas ucuna oturur.
“Su pipisi mi?”
“O kol, Ewan.”
HAAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAH
Bu arada Deanthe'den gelen aracın yağmalanması ON NUMARA CONFLICT. GETİRTEMEZSİNİZ.
Bu sorunu nasıl çözdüklerini hatırlamıyorum. MERAK EDİYORUM YAY!
Yan karakterleri sallamadan, ana insanlarla yazınca güzel oluyormuş işte.
Conrad da annenin basına gelmis, eğilerek alnından öper ve ikizlere bakar.
“Hangisi benim?”
“Conrad!”
Conrad sırıtarak Latty’e tersten bakıyorken Jonathan babasının bacaklarının arasına girerek onu ittirmeye
çalısıyordur.
“Onların babası amcam, sen benim babamsın!”
“Çok biliyorsun sen-iyi tamam, hadi, tası.”
Conrad bacaklarını açarak küçük adımlar atıyorken süper güçlü Concon, babasını omuzlarında tasıyarak
odadan çıkarır...
CONCON, I LOVE YOU. PERFECT ANGEL. FLAWLESS CHARACTER.
“Deanthe’deki araç yine buraya ulasamamıs. Gerçekten bir sey yapamaz mıyız Winona?”
Đkisi beraber bos sistem odasına girdiklerinde Winona yine kağıtlarının basına eğilir.
“Zamanda zaten yeterince değisiklik yapıyoruz. Benden istediğiniz sey sabitleri alıp yerine baska bir
zamandan yeni sabitler koymak, ki bu onları artık bir değisken yapar ve bir zaman içinde ne kadar çok
değisken olursa Çoklu Zaman Bütünlemesi o zamanı o kadar siddetli çarpar.”
Winona'nın görev bilinci ve mantıklı reddedişlerine HAY RA NIM.
Eidan elinden tuttuğu Owen ve kucağındaki Kenda’yla karanlık odada, Ewan’ın karsısında duruyorken
konusur.
“Çok fazla zamanım yok-“
“Owen...”
Ewan, hiç düsünmeden oğluna bir adım atar, o sırada Eidan da çocuğun elini bırakmıs, babasına gitmesine
izin verir. Owen babasına atılıp boynuna sarılırken Ewan onun kokusunu tekrar alır almaz gözleri dolarak
yere oturur ve oğluna sarılarak yasların akmasına izin verirken basını oğlunun basına yaslar.
“Onları burada bırak, yalvarırım.”
“Yapamam. Biana, Dorian’ı oyalayacak. Gittikleri anlasılırsa onları bir daha getirecek kimse kalmaz.”
O HA.
İÇİM PARÇALANDI.
PAR ÇA LAN DI.
A++ emotional conflict.
“Biana onlara her gün seni anlatıyor. Owen için zor olmadı, ama Kenda seni hiç bilmiyor. Bir gün Dorian’a
baba diyeceğinden korktuğu için onları getirmemi istedi.”
Ewan, hiçbir soru sormadan sadece basını sallar ve çocuklarının birbirleriyle iletisim kurmalarını izlerken
Owen o minnacık boyuyla Kenda’nın ellerini tutarak arkadaki adamın nasıl babaları olduğunu anlatıyordur.
Kenda muhtemelen bir sey anlamıyor, ama abisinin sesi onu sakinlestiriyorken Owen kocaman kahverengi
gözleriyle dönerek babasına bakar.
“Ona da sarıl baba.”
SİZE KI YA MAM.
Ay çok fena oldum....
Owen babasının yanına gidip onun koluna sarılırken Eidan’a bakar.
“Gitmek istemiyorum.”
“Gelmeden anlasmamızı yaptık, gitmemiz gerek Owen, tekrar getireceğim.”
“Söz mü?”
“Söz.”
Owen tamam diyerek babasına döner ve boynuna sarılırken
OWEN SEN NASIL BİR ÇOCUKSUN.
Acayip etkilendim şu anda.
Eidan daha fazla soru sormadan doğrulurken konusur.
“Ben size karsı değilim, ama yanınızda da değilim. Ne yapıyorsanız kendi aranızda halledin, Dorian
bilmeyecek.”
Eidan senin amacını ve motivasyonunu hatırlamıyorum, ama buradaki karaketerini beğendim. dumbass comic relief değilsin. helal bana.
“Bu sefer de kovacak mısın?”
Vien onun boynunu öpüyorken hayır diyordur. Eidan basını kaldırarak onun bakıslarını yakalarken Vien
üzerindeki adamın yakısıklı yüzünde belirmis yeni çizgileri görüyordur. Đki es beden birbirinden ayrı
yaslanıyor, ama ruhları hep aynı yerde, birbirinin yanında duruyordur.
Yup. OTP olmuşsunuz siz.
Eidan bir süre daha Vien’in onun yüzünü izlemesine izin verir ve karısının her geldiğinde iyi bir sey aradığı
bakıslarına ödül olarak hafifçe gülümserken Vien gözleri dolarak onu kendine çeker
Ay ne güzel bir an. Alkış alkış ve de alkış.
“Öğrenmeyecek, sır olacak, sadece ikimizin olacak...”
“Bana bile söylememen gerek-tanrım, Vien yapmayalım-“
Ay Vien hamile kalmak istiyor...
Winona hissetti, gördü, ALLAHIM ÇOK GÜZEL.
Eidan da onaylar ve odasına gidiyorken Biana arkasından
fısıldar.
“Bunu yapmak zorunda değildin, sağol Eidan.”
“Çocuklar için yaptım, onlar tesekkür etmediği sürece bir anlamı yok-“
“Sağol Eydın.”
Eidan bakıslarını Owen’a indirerek hafifçe gülümser.
“Bir sey değil ufaklık. Hadi yatağa...”
Eidan you are great guy.
RIP PAUL WALKER.
O sırada Evil!Dorian'ın da düşmanları geliyor. Harika olayla bunlar. Dorian'ın kötü adamlardan Kenda'yı alıp kucağında tutması, o evillık altındaki merhamet, ama still self serving hiddet... Bildiğim tanıdığım karakterleri yazınca güzel yazıyorum.
Yasam, zaman ve boyutlar. Su anda yasadığımız
evren üzerinde tanrı katından insanların arasına karısabilecek üç yegane güç.”
“Yeni bir tanrısal olusumdan mı bahsediyoruz?”
Andre keyifle gülümserken hafifçe basını sallar.
TRIA! Güzel backstory.
Jada onları kendi hallerine bırakıp uzakta bir kösede Liv’i izleyen
Winona’nın yanına geçer.
“Ne düsünüyorsun?”
“En iyi arkadasımın ne kadar sakin bir bebek olduğunu düsünüyordum. Suna baksana...”
Jada dönüp bir kösede bez bebeklerin saçlarındaki düğümleri çözen Liv’e bakar. Küçük kız kafasındaki
kurbağayla beraber bir bebeğin saçlarını daha düzeltmis, onu kenara koyup Jonathan’ın kırık robotlarından
birini alır, mavi gözleri etrafa bakıp kopmus kolu ararken bulamadığı zaman öfleyerek artık
kurtarılamayacak olan robotu bir kenara koyar ve sıradaki bebeğe geçer.
Ay Liv... Gözlerimden kalpler çıktı. <3333
Conrad basını sallarken Vien dönerek ona bakar.
“Ters giden bir sey mi var?”
“Bilmiyorum. Hemen atlayıp kriz yaratmak istemiyorum, ama Winona bizden bir sey saklıyor.”
“Winona bizden bir çok sey saklıyor, ama iki senedir bir sey sormuyoruz.”
“Ben soracağım, sonra cevap veremeyecek, sinirleneceğim, savas çıkacak, yine rezil olacağız. Sen sorar
mısın?”
Vien gülümseyerek basını sallar
Bunlar da barışmış. İçim ısındı allahın apokaliptik dünyasında hahahah
Bu arada Dorian kendi düşmanlarının peşinden gidiyor, bizimkileri serbest bırakıyor. Herkes normal yaşamına dönüyor ama ben tetikteyim. Sonra ne olduğunu bilmiyorum çünkü. 80 sayfa kaldı. Yemekten sonra geleceğim. Ayyyy....
GELDİM.
“Yıllar çabuk geçiyor, Ewan. Herkesin bir gün mutlaka bir sevgilisi olacak-“
“Benim kızlarımın değil. Hiçbirinin değil. O kadar çocuğu bosuna yapmadık, zamanı gelince birbirleriyle
evlensinler. Bak bana, Latty mi? Latty. Bitmistir.”
Valla evet, adama başka kimseyi yapamadık.
Yer ayaklarının altından kayıyorken biraz sonra Ateskıran’ın gözleri kapanır ve bedeni yere yığılırken tekrar
uyandığında Dorian Marcell kaldığı yerden hayatına devam edecektir.
Raghnall'ın kim olduğunu hatırlamıyorum, ama nasıl bu kadar güç vermişim bilmiyorum. Aiden neden yok oldu, big pictureda bunun amacı nedir onu da hatırlamıyorum. YAŞASIN HİÇBİR ŞEY HATIRLAMIYORUM!
“O adamların neden gelip beni ya da Liv’i vurmadığını biliyor musun peki!?”
“VURMAYA ÇALISTIKLARINDA BEYĐNLERĐNĐ SÖKECEĞĐM ÇÜNKÜ!”
Ewan kapıyı bırakarak arkasını döner ve iki yanda sıralanmıs güvenlik görevlilerinin arasından geçerek
ilerlerken Winona da arkasından kosturuyordur.
“Çünkü onlar da bizi yok ederlerse ne olacağını bilmiyorlar. Birisi onları da besliyor, anlamıyor musun?”
YA EVET İKİLİ OYUN VAR! KİM BESLİYOR ONLARI KİMMMM
Hahaha eğlendim.
Hatırlamıyorum cidden. Ya gerçekten çok karışık yapmışım hiçbir şey anlaşılmıyor, ya da Pink of Luplex'i atladığım için ben anlamıyorum. Either way, bekleyip göreceğim.
Delia'nın depresyonuna geldik. içim sıkılacak biliyorum, ama nasıl yazdığımı da merak ediyorum. Okuyalım.
Delia’nın ailesinden baska hiçbir seyi yoktu. Benim de bir tek Oreon’um vardı.
Đkimiz de ikisini kaybedince esitleneceğiz, daha kolay olacak gibiydi-bunları düsündüğüme bile
inanamıyorum, ama insan çaresiz kalınca...”
Güzel yazmışım. ÇOK GÜZEL YAZMIŞIM.
Flasler basını sallar ve sessizce oturmaya devam ederken açık kapı ve pencerelerden içeri giren sakin
rüzgar onları bir anlığına izlercesine etraflarında dolasır ve uzaklasır...
Ay Sienna... Of allahım ne güzeldin sen Flasler'le ya, neden yaptın kızım ya..
her sey bu kadar darmadağınken, eskiye dair her sey bu kadar canını yakıyorken yanında Colm’u da tasıyıp onu da yıpratmak istemiyordur. Ne olacaksa yalnızken olmalıdır. Yalnızken bitmelidir...
Of Delia... She is leaving to die.
Üç ay daha etraftaki herkes için göz açıp kapayıncaya kadar geçmis, her gün Luplex’teki sığınaktan gelen
haberlerle Verona da sürekli destek halinde bekliyorken onların arasında yasayıp herkesi iyilestiğine
inandırmaya çalısan Delialona da bir gün gitmesine izin verecekleri günü bekliyordur.
Depresyonunun bir amacı da var artık, she is living to die. Güzel yazmışım.
Colm’un bakısları yavas yavas sertlesiyorken Delia onun kızdığını görüyor, günler sonra nefretle
hatırlanacağı ihtimalini de sezebiliyorken aldırmamaya çalısıyordur. Onlar için daha iyi olacaktır.
Sevilenlerin kaybı nefret edilenlerden daha çok can yakıyordur. Delialona onlara bir iyilik yaptığından
kesinlikle emin, çantasını koluna daha da oturtarak saçlarını kulağının arkasına alır.
Oh shit, she planned everything.
Not to be morbid ama keşke Delia'yı kaybetseydik.
Gerçi ne diyorum ya, tabiki kaybetmemeliyiz, tabiki bu depresyonun da bir çıkış yolu olmalı. I needed to write that too.
“Ben Delialona, senin adın nedir?”
Adam cevap vermez, ama Delialona basını sallar.
“Memnun oldum Mark.”
Arkadan Mark’ın homurdanması duyulurken Delialona omzundan ittirilerek yürümeye devam eder.
İkisinin hikayesi çok umrumda değil, ama tanışmaları ve diyalogları ŞA HA NE.
Ben bu arada Viva'yı yazmış olabilirim, zira yazım stilim fersahlarca daha gelişmiş. This is my voice, tanıyorum ben bu yazımı <33333
“Bir sey olmaz, önüne bak-“
“BAKIYORUM! DEVAMLI YÜRÜYÜP ÖNÜME BAKMAMI SÖYLEMEYĐ KES!”
Mark bir anda bağıran kadınla donup kalırken Delia ellerini yumruk yapmıs, dislerini sıkarak karsısındaki
yabancıya bakar. Kahrolası bir gezegende, saçma sapan bir adamla ve ne olduğunu bile bilmediği bir
çantayla birilerinden kaçıyordur. Onun huzur bulmus olması gerekiyordur, burada ne yapıyordur?
You're having another shot at life. Çok duru yazmışım buraları, verdiğim bilgiler yerinde, yaptığım tasvirler şahane, film gibi görüyorum resmen. Çok mutluyum.
“Sanslısınız. Bir saat sonra bir araç gelip buradaki herkesi alacak. Mültecilerin ortasına düstünüz.”
“Araç Dena’ya mı gidiyor?”
Yaslı kadın gülerek mutfaktan uzatılan kızarmıs ekmek ve yumurta dolu iki tabağı alır ve onların önüne
koyar.
“O kadar da sanslı değilsiniz. Araç Terra’ya kadar gider, oradan sonrasını kendiniz halledersiniz.”
Kadın tabakların yanına iki de çatal bırakır ve tekrar isine dönerken Delialona onun gidisini izliyor hafifçe
gülümser.
YA YA YAAAAAA DELIA'NIN PSIKOLOJISI HARİKA ALLAHIM ACAYİP ZEVK ALIYORUM! ÇOK GÜZEL YAZMIŞIM AĞLAMAK İSTİYORUM.
Bir taraftan vazgeçmiş kendinden ve herkesten, bir taraftan da tekrar yaşama inanmak için içinde bir yer işaret bekliyor, o yüzden kendini trenlerin önüne atmıyor ya da kafasına sıkmıyor.
BA YIL DIM.
Kız Luplex’te bütün ailesini kaybetmis, onun
bunun yardımlarıyla buraya gelmistir, ama simdi o tanıdığı insanları da göremiyorken korkudan ağlamak
istiyordur.
Delialona gözleri dolarak basını çevirir ve Mark’ın kucağındaki çantaya bakarken Mark da dönerek ona
bakar.
“Đyi misin?”
Delia sessizce basını sallar
Gözlerim doldu omg. bu kadar etkilenmeyi beklemiyordum ben bu kısımlardan. ÇOK MUTLUYUM ALLAHIM ÇOK MUTLUYUM YAZMIŞIM YAZABİLİYORMUŞUM <333
“Hey! Sen! Kafasında lacivert sapka olan! YERDEKĐ! HEY!”
Kızın bacağını ezen adamla beraber baska kafalar da o tarafa dönerken Delialona iri adama bakıyor,
yanındaki kızı isaret eder.
“Kızın bacağını eziyorsun! Görmüyor musun?”
Adam dönerek yanında iki büklüm olmus kıza bakar. O iri cüsse ve sert surata sahip adamın bakısları bir
anda yumusar ve olabildiğince çekilmeye çalısarak yanındaki çelimsiz kıza yer açmaya çalısır.
DİLEK, DİLEK, TEŞEKKÜR EDERİM PAST DİLEK, ÇOK GÜZEL ÇOK! ÇOOOOOOOOOOKKKK.
“KALACAK YERĐ OLMAYANLAR BENĐMLE GELEBĐLĐR. EN FAZLA BES KĐSĐYE YATACAK YER VE YEMEK
SAĞLAYABĐLĐRĐM. BES KĐSĐDEN FAZLA OLURSANIZ BAHÇEDE YATARSINIZ, AMA KARNINIZ DOYAR.”
Delialona dönerek Mark’a bakar. Mark da fazla seçenekleri olmadığını biliyor basını sallayarak yine
Delia’nın kolunu kavrar ve iri adamın tarafına giderken o arada baska yardım teklif eden Terralılar da
ortaya çıkmıstır.
Mutluluktan ağlıyorum şu anda. THIS IS BRILLIANT. THIS IS AMAZING.
5 satırda bir kopyalayıp ağlamaklı duygusal coşku cümleleri yazmak istiyorum. Durayım bari de sonuna gelince tekrar yazayım buraya. Ay çok güzel. Kendimi buldum, onca sene yazdığım şeyler aslında anlamsız değilmiş, aslında gerçekten çok güzel yazabiliyormuşum, ÇOK HARİKA HİSLER BUNLAR, IT'S BEEN SO LONG SINCE I FELT THAT ABOUT MYSELF YOU KNOW? <333333333
Nocens, sen harika bir şeysin.
Ayrıca Mark ve Delia'yı şipliyorum abv benim ergen kalbimin hahaha neyse I AM HAPPY!
“Tüfekle mi vuracağım?”
“Bağırsaklarımı dağıtmak isteseydim olabilirdi. Bıçak vereceğim. Kursunun nereye denk geleceği belli
olmaz.”
“Neden kendin yapmıyorsun?”
“Kendi kendimi mi keseyim?”
Delialona bu soru karsısında sessiz kalırken Mark onun bileklerini hatırlamıs, çenesini kapatarak bir süre
konusmamayı seçer.
Ya araya girmeyeyim dedim, ama O KADAR HAZIRLIKSIZ YAKALANDIM Kİ BURADA YİNE SÜPER MUTLU OLDUM. O kadar doğal flow ediyor ki hikaye şu anda... HEM DE İSTEKSİZCE OKUDUM YANİ.
“Yarayı temizleyecek bir sey lazım. Su dısında neyin var?”
“Banyoda aynanın arkasındaki dolaba bak-çok acıyor bu beyinsiz yara. Çabuk.”
Delia hızlı adımlarla banyoya gider ve aynanın arkasından dezenfektan olarak kullanılabilecek ne varsa alır
ve tekrar odaya dönerken suratına doğrulmus bir tabanca gördüğünde irkilir.
“Ne yapıyorsun Mark?”
“Kimsin sen?”
yine yakalandımYİNE YAKALANDIM ALLAHIM ÇOK GÜZEL
Tamam girmeyeceğim bir daha.
“Neden sen temizliyorsun? Neden evde değilsin Delialona?”
Delialona, Miss Vauban’a belli etmeden bakıslarını karsısındaki annesine kaldırır ve göğsündeki büyük
yanığa bakmamaya çalısarak basını iki yana sallar.
“Baban da bizim yanımıza gelmeni istiyor. Neden eve gelmiyorsun bebeğim? Artık bizi istemiyor musun?
Neden Delialona?”
HASSSSSSSSSSS....
Kusura bakmayın ama tam "aha yine regular her şey iyi oluyor aşamasına geçtik üfff" derken DELIA HALÜSİNASYON GÖRÜYOR YAŞASIN OMG MGOGMOGMFDGAKFJALJL
“Kim demis sen yalnız kalabilirsin diye? O doktorun da bacaklarını kıracağım, gel buraya, otur yanıma.”
Delia itiraz etmeden koltukta onun yanına geçer ve basını yaslı kadının göğsüne koyup gözlerini kapatırken
Miss Vauban etrafta rahatsız ruhların olduğunu adeta hissediyor, çok eski bir duayı ninni gibi mırıldanarak
güzel gözlü kızın saçlarını oksar.
Miss Vauban sizi çok sevdim ben <3333
It is official, Mark/Delia is the best.
“Sizden sonra herkes mutlu görünüyor bay Marcell-ah bakın Luplex’teki parklar tekrar insa edilmeye
baslamıs. Halbuki o kadar uğrasmıstınız. Yazık olmus...”
Dorian sesini çıkarmıyorken Andre diğer sayfaya geçmis, gözleri satırlarda dolasıyorken sakin sesi duyulur.
“Çok değil, en fazla 10 sene sonra isimiz bitecek bay Marcell. Sizi kullanmamıza gerek bile kalmayabilir.
Miss Regan yeteri kadar ikna edici bir yem olacaktır. Yeter ki aradığımız üçüncü parça bulunsun, değil mi?
Endiseye gerek yok, keyfinize bakın.”
YA YAAAAA HARİKA İŞLER HARİKAAAAA <3333333333333
“Neden uyumuyorsun? Mutlu değil misin boncuk?”
Delialona babasının sesiyle basını karsıdaki koltuğa çevirir ve orada oturan, her seyiyle babası olan hayale
bakarken hafifçe gülümser ve fısıltıyla konusur.
“Đyiyim baba, gerçekten...”
DELIA İYİLEŞMEMİŞ YAŞASIN DAHA ÇOK DELİRMİŞ! HAYALLERİYLE KONUŞUYOR! YAŞASIN!!!!!122123423
Delialona kafasının tekrar ileri atılmasıyla sarsılır ve kameraya bakarak yaslardan parlayan mavi gözleriyle
bir seyler için yalvarırken bir an sonra bakıslarının odağı değisir ve açık maviler saf bir dehsetle dolar. Genç
kadının ciğerlerinden kopan boğuk bir haykırısla görüntü kesilerek bir anda kararırken
AY KAÇIRDILAR DELIAYI AY MARK ÖLDÜ BURADA DİMİ AAAAAAAAA AY YI KIL DIM AMA IN A VERY GOOD WAY!
“Seni bulacağım...”
Liv ağlayarak basını sallarken biraz sonra ikisi beraber yere oturduğunda Dorian yutkunarak gözlerini
kapatır ve yasamını sahibine geri vererek son nefesini bırakır. Liv onu bırakması gerektiğini biliyor, ama
bırakırsa bir daha dokunmasınını yasak olacağı fikrini aklı almıyordur.
Genç kız zorla parmaklarını soğuk bedenden söker ve kuru toprakta gerilerken atesten bulutlar gökte
toplanmaya baslamıs, sıranın onda olduğunu söylüyordur. Liv mavi gözlerini yerdeki cansız bedenden
ayırmadan toprağa tutunur ve biraz sonra gözleri boslukta bir seye takıldığında bakısları usulca solarak
bedeni kuru toprağa düser ve genç kız bir daha nefes almaz...
HOBAAAAAAAAAAAAAA KENDİLERİNİ FEDA FALAN EDİYOR BUNLAR NOLUYOR ALLAHIM GREAT KURGU!
Planlamışım ve yazmışım, al işte, muhteşem. Hiç boşluk yok olaylar arasında.
“Yürü Marcell. Beni nasılsa öldüremezsin-“
“Kimseyi öldürmek istemiyorum, çocukları korkutma.”
Ewan onun çocuklar derken sadece Liv’i kastettiğini gayet iyi biliyor
Asıl büyük aşk burada. Neyse beklentilerimi düşük tutuyorum.
AMAÇOKGÜZELDAYANAMIYORUMAYYYAFDHSFS
Mark'ı kurtarma görevi sırasında öldürdüler, korkunçtu (muhteşemdi!!!) Delia bu sefer tırlattı direkt, tımarhanede :(((((( (HARİKA)
Bitti, her şeyi toparladık, Pink of Luplex'teki dağılmış çocukları da aldık geri. Tria'dan devam edecek hikaye. Tria'yı HİÇ hatırlamıyorum. 3-5 anektod var kafamda sadece. Okuyacağım.
Nocens harikaydı. Kendime olan inancımı yerine getirdi, THANKS UNIVERSE!