18. İstemek !

Aug 13, 2011 22:10



Her bir yeni sayfa açmaya çalıştığımda artık ergenlik döneminde gibi davranan insanlar yüzünden tepetaklak gelmekten, bayıldım. Artık bayıldım. Çok hoş bişey ya. Hem de her seferinde hiç şaşmadan. Tak Taaak!

Bir de ne var biliyor musunuz? Kendinizi değiştirmenize de izin vermezler. Herşey kendi ellerinde olsun isterler ama malesef onun ucu kaçınca devamlı bir suçlu arayışına girerler.

Oturursun konuşursun, anlatırsın tane tane, teker teker, sanki Türkçeyi yeni öğrenmiş birisine anlatır gibi. "Tamam" denilir. "Haklısın, ben görememişim." denilir ama NEDENSE hiçbir şey değişmez sonraki zamanlarda. Hem de tek bir şey bile...

Neden mi? Hemen söylüyorum. :))

O kişiler zaten sana "Tamam." derken, kendileri asla TAMAM dememişlerdir. Asla o iş onlar işin tamam değildir. Mantığa yatmayan mutlaka bişeyler vardır ve bunu bulamadıkları için, doğal olarak tanımlayamazlar. O anın büyüsüyle bir arınmışlık hissiyle herşeyi mükemmel anladıklarını zannederler. ZANnederler. Olay da burda başlar.

Bitmiş gibi görünün herşey aslında yeniden başlar. Çünkü tekrardan aynı şeyleri yaşamaları ve DÖNGÜYÜ tamamlamaları gerekmektedir! Çünkü o arınmışlık ve önemli hissetme duygusu EGOlarında baskınlığını koruduğu müddetçe, zaten yaşayabilecekleri başka bir GERÇEKLİK yoktur. Malesef. Olaylar isteseler de istemeseler de yeniden AYNI kapıya çıkacaktır.

Olay; anladım demek değil... Anladım diyebildiğini YAŞAYABİLMEKTİR. Hayatına katabilmektir. Benimsemektir. Hatanı görmek değil, gördükten sonra düzeltebilmektir.

Masaya koy kalemi, sonra da kalemi ordan almayı dene. Dene!!

Ama ALMA kalemi eline.

Sadece almayı DENE.
. . .

Denemek diye bişey yoktur. O kalemi ordan ya alırsın ya almazsın.

Yapamadım değil. Onu ya yaparsın, ya da yapmazsın.

rl: fix me i have cookies, !public

Previous post Next post
Up