DRRR!!!x9 - Karanlık Bir Yerde 2

Mar 16, 2011 03:31



"Bu arada... bizi birazcık araştırdın, değil mi?"

Earthworm'un sesi loş barda çınladı.

"Bizi araştırdın değil mi, 'Amphisbaena'yı'?"

Gerçek kimliklerini açıkladıktan sonra, siyah bantlarla sarılmış adamın nasıl bir tepki vereceğini gözlemledi.

"Ee? Peki ne buldun? Araştırdın değil mi?"

"..."

"Araştırdıysan, bizim tehlikeli olduğumuzu düşünmüyor musun?"

"..."

Yine, siyah bantların altından sadece nefes sesi geldi. Ağzından gerçek bir ses çıkmadı.

"Biz yakuza değiliz, yani seni böyle kaçıracağımız falan yok... Bunu mu düşünüyordun?

"..."

"Böyle olmaz, hiç olmaz. Bu iş bööööyylee ooolmaaaz. Bir muhbir olarak başarısız olduğunu düşünmüyor musun? Gençlerin son zamanlarda çabuk sinirlendiğini bilmiyor musun? Kalsiyum eksikliği yüzünden. Genç Yasalarına göre, birini öldürseler bile 14 yaşının altında oldukları sürece hiçbir şekilde suçlanamazlar! Ama, tabi ben 20 yaşından büyüğüm, ama kalbim hala karıncaların üstüne basmaya hazır bir ilkokul çocuğuymuş gibi atıyor! Ah, ama endişelenme. Ben bir kızım. Bir bayan, ilk okul çocuğuymuş gibi davrandığında, erkeklerin hoşuna gitmez değil mi?"

"..."

Siyahlarla sarılmış adam, Earthworm'un söylediklerine karşı sessiz kaldı.

"Hey, beni dinliyor musun Orihara Izaya-kun?"

Parmaklarıyla, bantları dürttükten sonra, samimiyetsiz bir sesle sordu;

"Bantları çıkarmamı ister misin?"

"..."

Adam kafasını, Earthworm'un sesinin geldiği yöne doğru kaldırdı.

"Ah, beni duydu, kesinlikle beni duydu! Bak, bak, neden sorumu kafanla onaylamıyorsun?"

Sorusuna, siyah bantlarla sarılmış adam başıyla onaylayarak cevap verdi.

"Aha! Bilincinin yerinde olduğunu biliyordum! En sonunda! Ama ne yazık ki bu isteğini yerine getiremem."

Earthworm, neşeyle gözlerini kırptıktan sonra, eliyle adamın burnuna dokundu.

"Her tarafının bantla sarılı olması, düşündüğünden daha korkutucu değil mi?"

"..."

"Çok karanlık, sadece duyabiliyor ve koku alabiliyorsun ama hiçbir şey yiyemiyorsun ve kendi nefesinin ne kadar sıcak olduğunu fark edebiliyorsun. Eğer sarmısak yersen, nefesinde sarmısak kokabilir. Ama sen, nefesinin nasıl koktuğuna önem veren erkeklerdensin, Orihara Izaya-kun. Bu yüzden böyle bir problemin olacağını sanmıyorum. Resimlerini gördüm. Giyimine özen gösteriyorsun."

Earthworm, nerden endiğini ancak Tanrı'nın bildiği, bilgileri adamla paylaşıyordu.

"Bantlar, çok korkutucular, gerçekten. Bir keresinde kendimde denemek istedim, ama 5 saniye bile dayanamadım. 'Tanrım, makyajım  bozulacak!' tek düşündüğüm şeydi."

Hikayesini bitirdikten sonra, Earthworm, parmaklarını tekrar adamın alnına koydu.

"Çok özür dilerim, biz kızlar bu kadar güzel ve seksi olduğumuz için. Bizim hakkımızda her şeyi bilmemek çok zor olsa gerek, değil mi?"

Tekrar ana konuya geri dönmesi gerektiğini fark eden Earthworm konuşmasına devam etti;

"Ama problem şu ki; 'sahibimiz' kendisinin araştırılmasından gerçekten nefret ediyor. Benim için, araştırılmakta bir problem yok ama sahibimin emirlerine hayır diyemem. Başka biri için çalışmak çok zor, biliyorsun ki."

"..."

"Yine mi susuyorsun? Ama hala ağzından tek bir kelime bile çıkmadı. Bu da içimde, daha çok sesini duyma isteği yaratıyor, sadece çığlığın bile olsa."

Earthworm, yan masadaki makasları alarak, adamın kulağının olduğunu düşündüğü yere doğru makasla ses çıkarttı.

Bantla sarılmış adam, sesi duyunca hafifce kıpırdadı ama Earthworm, makası yüzüne oldukça yakın tutarak ses çıkarmaya devam etti.

"Belki de, konuşmamak en doğru olanıdır? Ağzımdan kaçırarak, sana bir sahibim olduğunu söyledim. Artık, bu organizasyonda benden daha üst seviyede biri olduğunu biliyorsun Bay Muhbir."

"..."

"Sanırım, oldukça iyi bir muhbir sayılırsın. Sükut altındır."

Earthworm güldükten sonra, tekrar kalktığı sandalyeye oturdu. Rahat, keskin bir sesle, bardaki sessizliği bozdu;

"Ama hiçbir işe yaramaz. Hemde hiçbir işe. Eğer hala sessiz kalmaya devam edersen, Bay Muhbir, bizde senin hakkında edindiğimiz bilgileri kullanmaya başlayacağız."

Earthworm'un gözleri bir anda acımasız bir soğukluk ile dünyaya bakmaya başladı, dudakları ise zevkle kıvrıldı.

"Annen ve baban, yurt dışında çalışıyorlar değil mi?"

"Çok kötü, onları bulmak için yurt dışına çıkamayız... ama problem değil, hala iki tane çok tatlı kız kardeşin var. Sanırım isimleri, Kururi-chan  ve Mairu-chan'dı değil mi?"

Siyah bantlarla sarılmış adam, hafifce kafasını kaldırdı.

Çaresiz bir suçlu gibi, red edermişcesine kafasını salladı.

Earthworm eğilerek, yerde yatan adamın haraketlerini inceledi, sanki haraketleri dayanılamayacak kadar şirinmiş gibi-

-ve konuşmasına duygusuz ses tonuyla devam etti.

"Arkadaşlarım şimdi onları almaya gidecekler. Abileri olarak onları görmek için sabırsızlanıyorsundur eminim. Sabırsızlanıyorsun, değil mi, Izaya onii-chan?"

Ve tekrar - birkaç gün öncesine dönüyoruz.

drrr!!!x9, türkçe çeviri: durarara!!!, durarara!!!

Previous post Next post
Up