Aug 15, 2011 17:41
işten çıkmama yarım saat var. en azından bu yazıya başladığımda yarım saat var. bittiğinde ne kadar kalır bilmiyorum. bugün canım çok sıkıldı. hem iş gelsin istiyorum hem de iş gelmesin istiyorum
sanki gelirse dünyam yıkılacakmış gibi geliyo. sonra sıkılıyorum, ulan keşke iş gelse diyorum. ama daha çok gelmesin istiyorum. bu kadar da samimiyim.
neyse. bıktım sana da gelip. "şöyle sıkıldım, böyle sıkıldım" demekten. gerçekten. ama bu aralar başka bir şey yapmıyorum. hep sıkılıyorum. evi falan temizliyorum. saçma toparlamalar, düzenlemeler yapıyorum.
yerleri, tuvaleti, ayakkabıları, klavyeyi temizliyorum. toz falan alıyorum. tamam iyi güzel de ben napıyorum. eskiden skimde olmazdı.
leşo kirlenene kadar bekleyebilirdim (gerçi son 2 senedir yerdeki tozlar hep deli etti beni. ilk yerdeki tozlarla başladı her şey). neyse işte.
kendime saçma sapan görevler buluyorum. bi de onları yapmayınca sonra kafaya takıyorum. sanki çok önemliymiş gibi. aslında 1 gün daha 2 gün daha beklese bi bok olmaz hiçbiri. ama işte kafaya takıyorum.
alışverişte de böyle oldu. diyelim çorap almam lazım... ona takıyorum kafayı. "çorap çorap çorap" diye dolanıyorum her yerde. sanki dünyanın en acil şeyiymiş gibi. çok gerekliymiş gibi.
ayakkabı, flash disk, don kilot, ot bok aklına ne gelirse böyle. bildiğin takıntı. "hemen almam lazım" gibi geliyo. ve işin tuhafı bunun farkında olmama rağmen kendimi engelleyemiyorum.
amk böyle işin.
galiba kafayı yedim lan ben. daha doğrusu çoktan yemiştim de şimdi şimdi anlıyorum yediğimi. anlamaz olaydım. kendimden tiksindim be.
sanırım bazı eksilikler saçma şeylerle ilgili takıntılar yaratıyo. bi yerden giderken bi yerden geliyo işte.
işten çıkmama 20 dakika var.
sıkıldım yine.
bu kadar yeter.
hadi görüşürüz.
iyi günler diliyorum.