palamutun intikamı
finlandiyada küçük bi balıkçı kasabasında antti isimli bi balıkçı varmış.. adam geçimini sağladığı balıklara karşı minnet yerine hırslı gözlerle bakıyomuş.. hatayı burda yaptığının farkında diilmiş.. hani finlandiyada kış vakti göllerin yüzeyi buzla kaplanır ya, finli balıkçılar böyle zamanlarda yüzeydeki buzda bi delik açıp ağlarını içeri sarkıtıp derinlerde güzide bi şekilde konuşlandırırlarmış, daha sonra da bu ağları yukarı çekip ganimet modundaki balıklarına kavuşurlarmış.. o gün antti bu zor zanaatinde az biraz farklı bişey yapmış.. açgözlülük mü hırs mı bilinmez, bişeyler onu daha fazlasını arzulamaya zorlamış.. biran önce deliğini açmış erken saatten, en büyük ağını sermiş soğuk suya her zamanki tecrübesine yaratıcılık katarak, ağlarını örmüş adeta donmuş göle.. uzun uzun beklemiş, yemdi balığın ilgisini çekicek şeylerdi ne yöntemi varsa fazlasıyla kullanmış.. onu tatmin edicek bu süreç sonunda heyecanla çekmiş ağlarını yukarı doğru, ağırmış fazlaca ama iman gücü modunda salgılanan adrenalinin etkileri vardır ya, palamutların kokusu bile hormonlarını azdırmış onun.. var gücüyle çekmiş ağları, zorlanmaya başlamış sonra iyice, fark etmiş ki açtığı koca deliğe rağmen palamutlar sığmıyo buraya, telaşa kapılıyo bi an, hayvan gibi emek var ortada ve herşeyin bi anda kaybolup gitmesi mümkün.. sakince tutmaya ve yeni fikirler üretmeye çalışırken zaman geçiyo, antti kurtuluş yolunu bulamadan daha kötüsü oluyo, palamutlar intikam peşine düşüyo, çırpınmaya başlıyolar ondan kurtulmak için.. yüzlerce palamut bi adamla savaşıyo adeta, fazla dayanağı kalmayan antti'nin ağları onun gözleri önünde denizin dibini boyluyo.. özgür kalan palamutlar mutlu oluyo antti'nin gözyaşları eşliğinde, geri dönüşü de olmuyo bunun, olan oluyo, hasar koyulmuş oluyo.. tabi bu onun geleceğe bakış açısını değiştiriyo mu? geçici olarak evet, sıradaki denemesine kadar farklı bi insan gibi davranmaya çalışıyo.. insanların kişilikleri pek değişmez ama bilirsiniz.. içi yine aynı, yine aynı olayların tekrarlanması kuvvetle muhtemel haliyle.. siz siz olun, elinizdeki güzel (hatta fazla güzel) şeylerin kıymetini bilin, hunharca harcamayın onları, harcanmalarına izin vermeyin...