(Untitled)

Oct 07, 2006 08:28

işte beni bu hafta en çok eğlendiren olay. sonunda bir dolu hate-mail aldım, benden nefret eden bir araba dolusu placebo fan'ı var. merakla okuyunuz (şifre ve nick istiyor ama buna değer, inanın):

http://www.placebotr.net/forum/index.php?topic=2094.0

Leave a comment

numbhead October 8 2006, 13:56:43 UTC
o objektiflik tartışması biraz saçma olmuş, evet. fakat hepsinin demek istediğini marajade'in dile getirebildiğini düşündüm ben okurken; dozu ayarlamak. ben seninle konuşurken bir gruba gazı kaçmış kola'dan çok daha ağır şeyler söylerim, ama oturup da binlerce satan bir dergide yazı yazarken böyle bir ithamda bulunamam. bu sansür müdür? belki. bence daha çok saygı ve usturuptur. "gazı kaçmış kola" bende "kıçımın kenarı" etkisi yaratıyor. bir grubun eskiden çok iyi olduğunu ama artık son çırpınışlarında olduğunu düşünüyorsan, kıçımın kenarı demene gerek yoktur diye düşünüyorum, önceki zamanlarını özlüyorum diyebilirsin mesela, aslında diyebileceğin o kadar çok şey var ki insanların tepesini attırmayacak...

neyse konuyu dağıtmayayım, bence blue jean'in terbiyesizliği var. hatta çetin'den çok editörün burada hatası var. çetin herhangi bir lafı tartmadan yazmış ya da kendi kişisel nefretini belirtmek istemiş olabilir. editör o noktada devreye girmeyecekse neden o koltukta? bana gelseydi o yazı, istersen şurayı bir daha gözden geçir derdim.
ama yine de yazı zaten arkadaşa yazılmış gibi, belli bir ciddiyette değil, o yüzden normal gibi görünüyor o laf bana. ben şahsen cımbızlamazdım o lafı, en azından bold olmasaydı.

Reply

chatjam October 8 2006, 14:15:00 UTC
mara'nın dedikleri bence de en doğru, en makul ifadeler oradakiler içinde. tabii ki onda diğerlerine göre daha fazla olgunluk olması da doğal. senin de fark ettiğin gibi, yazıdaki üsluba ve kontekste baktığında o cümle sadece beni bağlayacak bir cümle. ama gençlerin kızgınlığı orada arkadaki kuru röportaj, "brian çirkinleşmiş" resimaltı ve hayal kırıklığını sertçe ifade etmiş sarhoş adamdan kaynaklanıyor. bunun üçte biri benim sorumluluğumda. genel bir kızgınlıkları var ama patladıkları nokta benimkisi. mara dışında hiçbirinin sinirlerini nereye oturtacaklarını bilememesi de ondan (benim verdiğim cevaptan sonra hakaretlerin dozu önemli ölçüde azalmış çünkü).

murat beşer bono için "samimiyetsiz kahramancık" dediğinde deliye dönmüyorum ben. alkan avcıoğlu richard ashcroft için "artık müziğin yanından bile geçemiyor" dediğinde kızmıyorum. ingiliz basını coldplay için "altını ıslatan çocukların müziği" dediğinde kaleme kağıda sarılmıyorum. yazının çok kişisel ve sert bir üsluba sahip olması yadırganabilir, eleştirilebilir de. ama bu bir tercihtir ve buna da küfretmeden saygı duyulması gerekir. o yazının da, fikirlerin de muhatabı benim. ama türkiye gibi bir yerde, sanat gibi nesnellik üzerine kurulu bir branşta düşüncenizi paylaşmaya çalışıyorsanız böyle karşı çıkışlarla karşılaşmanız doğaldır. eğer gülüp geçmezseniz de yola devam edemezsiniz. benim bu olaydan çıkardığım sonuç bu.

Reply


Leave a comment

Up